Selam arkadaşlar
Bugün İOG'nin Irmakkapı pazar parkurundaydım.Güzel bir faaliyet oldu.etkinlikle ilgili kişisel olarak yazdığım rapor aşağıdadır.Hatırlatmalıyım ki en yakın zamanda sizin de böyle bir etkinliğe katılmanız gerekiyor.Orienteering'in uzaktan kolay bir spor olduğunu bir kez daha anladım. Günüm 0740 ta 4.Levent’ten kalka 42M kodlu Bahçeköy otobüsüyle başladı günüm.0803te son duraktaydım. İett’deki görevli bana Irmakkapı’nın sağ tarafta olduğunu söyledi.Yürüdüm yürüdüm ama ulaştığım yer başka bir kapıydı.Gişedeki görevliye anlatınca anladım ki yanlış yöne gitmişim.Geldiğim yolu tekrar geri aynı noktaya dönmek 15 dk mı aldı. Neyse yürüdüm… Sonra birden yağmur bi “birazdan yağcam ” dedi ben yağmaz ümidiyle yola devam ettim.Bi taraftan yürüyor bi taraftan da sağıma soluma bakınıyordum.Gerçekten içinde bulunduğum ortam bi peyzaj resmiydi sanki.Yürüdüğüm yol asfalt olduğu içinde daha fazla yoruyodu zannımca Sonra yağmur tam anlamıyla bastırdı. Düşümdüm gitmeli mi dönmeli mi hadi dedim buraya kadar geldim artık sonuna ulaşmalıyım. Yağmur yağarken sağ tarafımdan bi korna sesi duydum(Yolda kaldırım olmadığı için solda yürüyodum). Korna sesi önünde Gümüşderespor yazan bi dolmuşa aitti.Gitceğin yere bırakalım dedi.Belgrad ormanı Irmakkapı girişinde indim. Girişteki görevli sorduğumda “Orienteeringciler şu tarafta” dedi. Yanında orienteering flaması olan bir arabada bagaj kısmında birkaç kişi vardı. Sonrasında onların bugünkü organizasyonda görevli kişiler olduğunu öğrendim. Unutmuş olanlar veya daha önce bu sporu yapmamış olanlar için harita okumanın nasıl olduğunu anlattı Murat abi. “Sonrasında çıkmaya hazırım” dedim ve çıkış saatimin de not alınmasıyla beraber parkura başladım. İlk hedef zor değildi zaten çoğu kısalar birbirine yakın anda başlayınca net görülüyodu.Sonra 2. 3. ve 4.. Tahminen aynı bölgede yaklaşık 3 tur attıktan sonra 4. noktayı bulmanın zor olduğunu düşünerek 5. 6. 7. noktaya gittim. 7. noktadan sonra hadi bi tekrar bakiyim dedim.4. noktayı buldum. Sonrasında “artık parkuru uzun sürede de olsa bitiriyorum” duygusuyla koşmaya başladım. Bilmiyorum o koşmam sıralamayı etkiledi mi. Ancak bitiş noktasında öğrendim ki 1- 7 normal sırayla gitmemek gerçek yarışlarda diskalifiye sebebiymiş.Ancak 3 tur attıktan sonra da bulamayınca kişinin o anki düşüncesi “nasıl olsa bulamıcam” oluyo.Aslında hatam yanlış yoldan gitmekmiş.Kısa parkura çıkmam da kesinlikle doğruymuş orta parkurda olsam napardım bilmiyorum. Gereksiz yere dik bi yerden çıkmaya inmeye çabalamışım ki inerken ayağım kaydı şansıma kısa süre içinde durdum.Bu arada hava da sanki yarış öncesi çamurun kayganlığını artırmak için kapalıymış.Yarış başladıktan sonra yağmur kesildi.Hatta ben parkuru bitirdiğimde hava açık ve güneşliydi. “İYİ Kİ GİTMİŞİM” dediğim bir etkinlik oldu.
JEOLOJİ DOĞA SPORLARI ÇAĞRI
Ben Jeolog Doğa Sporcusu Çağrı. Bu blogu hazırlama nedenim doğa sporu tecrübelerim ve jeoloji konusunda paylaşımlarda bulunmak.
21 Aralık 2017 Perşembe
3.10.2010 Oryantiring Öğrenme Etkinliği
25 Eylül 2015 Cuma
YOLA ÇIKIŞ 3.BİSİKLET TURUM [2.BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU 26.8.2015 KOCATEPE (AFYON) -9.9.2015 KONAK HÜKÜMET MEYDANI (İZMİR) ] BAŞLIYORRRRR
Otobüse bindiğimde ilk hissettiklerim:
Şaka maka 3. YOL. Bu sefer “Büyük Taarruz Meydan Muharebesi”ni anmak için
çıkıyorum yola, bir organizasyon içinde(http://www.buyuktaarruz.org/). Bu
organizasyonu takipçisi olduğum bir bisikletlinin (Enes ÇALIŞKAN) sayfasında
duydum önce. Hissederek tarih öğrenerek geçecek bir tur. Farklı bir
duyguymuş, önceden plan yapmadan 1 anda karar verip 10 gün içinde kendini
YOLculukta bulmak, belki de olması gereken budur. Şuan bir Kamilkoç
otobüsünde bir sonraki araç da olsa (1000 aracında 4 bisikletli daha olması
nedeniyle 1030) içim rahat yerleştirdim ve sorun çıkartmadı otobüs firması. Gri
Kelebek bagajda, ben koltukta güven içindeyiz. Üzerimde bir İzmir bisiklet
grubunun forması..... Dün akşam heyecan ve biraz da iyi görünme derdiyle
hazırladım heybemi, çünkü bu sefer ekip kalabalık. Bu sefer annemin her
zamankinden daha rahat kafası, ayrıca heybemi ve kamp malzemelerimi destek
aracı taşıyacak. Ve farklı bir amaç “9 Eylül” de sağ salim Belkahve’den İzmir’e
üzerimde güzel kıyafetler, dik oturuşlu bir tavırla inmek derdiyle......
Diyerek bindim otobüse, Afyon'da indiğimde tam pedal Anıtpark. Anıtpark'da önümden otobüse yetişmiş abileri gördüm ilk önce, sonra başka kişiler..... Merkezde Kaymaklı Ekmek Kadayıfı da yedikten sonra Anıtpark çay bahçesine geri döndük. Döndüğümüzde ekip toplanmaya başladı. İlk tanışmalar, ekip canavar.
Anıtpark'dan 2 minibüslere bisikletlerimizi ön tekerleklerini çıkartarak dikkatlice yerleştirdik. Minibüslerle kamp yerine geçtik. Kamp yerine vardığımızda hava serinlemeye ve kararmaya başlamıştı. Hızlıca çadırlarımızı kurup yerleştik.
1.GÜN KOCATEPE-TINAZTEPE (62km) 26 Ağustos 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)
Bugün ilk kez hiç uyumadan pedalladım. Dün
gece resmen bitmedi. Gözümü kapatsam üşüme, kulağımı kapatamayınca aralıksız
gürültü. Sadece 23:00 e kadar henüz müzik başlayıncaya kadar uyuyabildim.
Gece
malzemelerime göre soğuk bir hava vardı. O derece ki gece bir ara sağ elimin
uyuştuğunu hissettim, ısırıp, uyku tulumumun içine alınca kendine geldi. Şükür ki çorba servisi sabah 3 yerine gece
2300 te verilmeye başlandı. Gece birkaç kez uyanıp çorba içip tekrar yatarak
uyumaya çalıştım.
Sabah 7 de megafon sesiyle temelli uyandım.
İlk kahvaltıda yanımızda sponsorumuz olan Lions 118-U yönetim çevresi de
bizimleydi. Formalarımızı teslim aldık.. Bizimle tören alanına da gelerek
destek oldu.
İlk başlangıç çok virajlı ve çok dik
inişlerdi. Bu nedenle ara sıra da olsa sağ ayağımı koydum, nedeni bana güven
vermeyen fren pabuçlarıydı. İlk şehitlikte bilen bir arkadaşın düzeltmesiyle
daha güvenli oldu. Afyon şehir merkezine indiğimizde müzede verdiğimiz molada
bitmiş olan km sayacı pilimi de yenileyebildim.
Ardından uzak yerde bir şehitliğe doğru
gittik, inerken Cem abi düştü. Yanımızda ambulans olunca hemen müdahale etti.
Yarın dinlenip öbürgün bizimle devam edeceği ümidindeyim. Akşam bizi Tınaztepe
köyünde domates eşliğinde mangalda sucuk ekmek ziyafeti bekliyordu. Geç de olsa
afiyetle doyasıya yedik. Konaklamayı Tınaztepe Jandarma Karakolu bahçesinde
kurduğumuz çadırlarımızda yaptık. Ayrıca yolculuk boyunca jandarma ve ambulans
ekiplerinin bizimle birlikte olacağını öğrenmiş oldum.
2.GÜN TINAZTEPE – SİNANPAŞA (52 km) 27 Ağustos 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)
Jandarma
bahçesi de olsa gece üşüyerek geçti yine. Kamp yerinde kameraya yaptığım
konuşmayı kaydeden Gökhan abinin “TRT de görev mi yapıyorsun” demesi keyif kattı.
Çiğiltepe’deki
törenin ardından ikram edilen katmer karnımızı doyurdu. Reşat Çiğiltepe’nin
anısı da ayrıca etkileyiciydi. Saat 1030 daki telefon konuşmasında tepenin 30
dk içinde alınacağına dair söz vermiş. Saat 1100 da alınamayınca beylik
tabancasıyla intihar etmiş. Tepe 1700 da alınmış.
Yolculukta giderken mümkün olduğunca dağlara
bakıyordum. Nasıl da bizim için seve seve canlarını vermişlerdi, her yaştan
gepegenç insanlar. Güne çok dik rampalarla çıktığımız Çiğiltepe ‘deki törenle
başladık. Şehirler arası yolda uzak kopmalar, beni kaygılandırmaya başladı;
diğer taraftan bireysel yolculuğumu anımsatıyordu.
Çiğiltepe’deki törenin ardından dağ, ova,
göl yollarından geçerek Sinanpaşa’ya ulaştık. Vardığımızda bizi belediye
başkanı karşıladı. Ardından bizimle birlikte pedal çevirerek poz verdi ve bize
yemek ikramında bulundu. Külliyede bisikletleri park ettiğimizde Enes’in küçük
bisiklet kamerasının çalınmış olması hoş olmadı. Kamp yerimiz olan şehit babası
Kudret amcanın evinin bahçesine vardığımızda hamam anonsuyla hızlıca hamama
yönelik eşyalarımı toparladım. İzmir’den çıkalı 3 gün oldu, bu hamam kuş gibi
hafifletti. Hamam çıkışında soluğu köy kahvesinde aldık, muhabbet
muhabbeti açtı. Ardından çok geç olmadan uykuya çekildim. Bu arada
ayrıca artık bir ekip olduğumuzu hissetmeye başladım.
Ekibin en genç 2. üyesiyim. En genç üye
Fevzi ÇETİNKAYA. En yaşı büyük pedalcı Doğukan ERKAYA abimiz. Ayrıca 72 yaşında
olup Ankara’dan özel aracıyla katılan Dilek hanımın yanımızda olması keyfimize
keyif katıyor.
Oğlunu şehit veren Kudret amca oğlu şehit
olduğunda evine büyük bir Türk bayrağı asmış ve bir daha indirmemiş. O gün
bugündür, yolcuları seve seve bahçesinde misafir ediyormuş. Artık biz de onun
dostlarıyız.
24 Eylül 2015 Perşembe
3.GÜN SİNANPAŞA – YILDIRIMKEMAL KÖYÜ (47km) (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)
Güne
Sinanpaşa belediyesinin bizlere ikram ettiği çorba ile başladık. İlk olarak köyde
çaylarımızı yudumlarken hayrat olan pişi çayımıza eşlik etti.
Ardından Tokuşlar köyünde Atatürk’ün
karargah kurmuş olduğu yeri ziyaret ettik.
YıldırımKemal köyü yönünde pedallamaya
devam ederken yerel yöneticilerin bizim tersimiz yönde ilerlediğini gördük.
Tören bizim mesafemize göre erken saatte olunca törene katılamamıştık. Yıldırım
Kemal köyüne giderken Akçaşar’da Kurtuluş Savaşı şehidimizin evi, ziyaret edip
daha önce sözü verilen Türk bayrağı hediyemizi sunduk. Ayrıca köydeki başka
kişilere de verdiğimiz Türk bayrağı onları mutlu etti.
Öğlen saatlerinde YıldırımKemal köyüne
erkenden ulaştık. Köy halkı bizi ağzıaçık ve çayla
güzelce doyurdu. Çocuklar
adeta çay bardağımıza bakıyordu. Ayrıca hazır vakit bulmuşken Gökay sağolsun
bisikletlerimizi kontrolden geçirdi. Ayrıca benim bisikletimin fren telini güzelce
yağladı.
Çocuklar arka taraftaki göle götürdü,
ağaçların arasında yürümek ayrıca keyifli geldi. Akşam baktık ki çadırda
uyumaya niyetleri var. Biz de onlara araçtaki çadırlardan birini kurup içine
matları serdik, umarım uyumuş ve rahat etmişlerdir.
Akşam konaklama yerimiz şehitlik
bahçesi…….
4.GÜN YILDIRIMKEMAL- ZAFERTEPE (ZAFERTEPEÇALKÖY) 55 KM (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)
Güne Yıldırım Kemal de unutulmuş bir şehit
mezarlığını temizleyerek başladık. 18 den 68e hepimiz ayrı bir ucundan tuttuk
işin, herkesin eli değdi. Bun gören köyden bir amca yanımıza geldi.
Bu amca 15
16 yaşlarındayken ilk olarak o şehitliği ortaya çıkarıp, ilk bakımını yapan
kişiymiş, şuan emekli olunca tekrar köyüne geri dönmüş. Bizleri görünce ayrıca
duygulandı, elimizin alnımızın teri gözyaşımıza karıştı. Mezarlığı temizleyip
üstüne Türk bayrağımızı diktik. Yanımda götürdüğüm yeşil ip bir kez daha işimi gördü,
benden de bir hatıra olarak, oradaki bayrağa eşlik edecek.
Ardından ilk olarak topçu mevzilerinin
bulunduğu yerleri ziyaret edip devam ettik.
Ardından çok
uzun mesafeden sonra Büyük Aslıhanlar Şehitliği’ne ulaştık. Büyük Aslıhanlar
Şehitliği’ne giderken mola verilmemiş olması, bizi çok fazla yordu. Önden
gelenler şehitlikten önce köy kahvesinde oturadurması Osman Bey'i şaşırtmıştı.
Şehitliğe vardığımızda bu konuda ufak bir tartışmaya yol açtı. Tartışmanın
nedeni biraz da organizasyonun henüz 2.yılı olmasıydı.
Devamında Allıören köyüne geçtik. Allıören
bir alevi köyü, en yakınlarındaki alevi dergâhı Kütahya’ymış, özgürlüklerimizi
tekrar hatırlattı bana.
Bir sonraki durağımız Zafertepeçalköy oldu.
Bizi belediye başkanı karşıladı ve yemek ikramında bulundu. Yemeğin üstüne
ekibe bir arkadaşımız daha katıldı (Mehmet abi). Oradan kamp yerimiz olan
Zafertepe’ye çıktık. Zafertepe ulu önder Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz Meydan Muharebesi'ni izlemek için karargâhının bulunduğu yer. Ve orada merminin
tüfekten çıktığı andaki görüntüsü şeklinde bir anıt bulunuyor. Akşam göletin
çevresinde Mehmet abi ve Fevziyle beraber bir akşam turu attık. Gölet ayrıca
ferah bir hava katmış anıt bölgesine. Aşağıdaki fotoğraf için Enes'e teşekkürler.....
5.GÜN ZAFERTEPE- HALLAÇLAR KÖYÜ (BANAZ) 47 KM (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)
Belli süredir ilk kez üşüme dertsiz bir uyku çektim. Güne acelesiz olarak minibüsten açık büfe kahvaltıyla başladık. Ardından Osman KUTLU Bey törenle adımıza imzaladığı “Kurtuluş Yolunda Büyük Taarruz Yürüyüşü” kitabını bizlere sundu.
Hareket saati 12.30
olunca bizdeki, göl kenarında hafif bir gezintiye çıkıp, geçici pazarda
dolaşmaya çıktık.
Yolumuza devam
ettiğimizde “Yüzbaşı Şekip Efendi Şehitliği” ni ziyaret ettik.
Ardından
şehirlerarası yollar üzerinden her zamanki gibi jandarma eşliğinde Hallaçlar
Köyü ne ulaştık. Vardığımızda ilk olarak köy kahvesinde dinlenme çaylarımızı
içtik. Çaylardan sonra öyle hızlı çıkmışız ki ileri gittim, geri geldim kimse
yok. En sonunda ekipten birini arayarak köy okulunun bahçesine gitmem
gerektiğini öğrendim.
Hamamdan beri 3. günümüz
olunca ben de Fevzi de duş alma isteğimiz baskın geldi. Fevzi yle beraber
ağaçların arasında bulunan çeşme hortumuyla hızlıca duşumuzu aldık, yanına
açtığımız Fevzi’nin çadırı da soyunma kabinimiz oldu. Tertemiz olduk. İkindi
atıştırması olarak yediğimiz karpuz-peynir-konserve barbunya nın üstüne
köylülerin bize akşam için hazırladığı tarhana çorbası içimiz ısıttı. Tadı bana
biraz acı gelse de tarhananın arkasındaki özen kendini belli ediyordu.
Üstüne kamp yerinde
yakılan ateşin közünde çay ve mısır ayrıca tatlı geldi.
Gittiğimiz her yere
vardığımızda ekipten bazı arkadaşların
“Bira var mıdır, ayçiçeği var mı ki” muhabbetleri beni artık sıkmaya başladı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)